Nasomatto Absinth Unisex Parfüm

Orman kokularını seviyorsanız harika bir seçenek ama fiyatına göre şişe boyutu ve kalıcılığı biraz hayal kırıklığı yaratıyor.

Hoş bir koku ama fiyatına göre kalıcılığı düşük

Bodrum katı gibi hafif küf kokulu bir açılışı var, 10 dakika içinde kayboluyor. Daha sonra çam reçinesi, baharatlar ve biber gibi burun deliklerini uyaran keskin bir his bırakıyor. Kurudukça yeşil çam ormanı gibi kokuyor. Ne ferah ne tatlı, oldukça dengeli ama beklediğim Absinthe etkisini tam veremiyor.

Çok beğendim ama performansı düşük.

Çok beğendim ama performansı düşük.

Yeşil ve vahşi bir doğa hissi veriyor. Eğer ormanda vakit geçirmeyi seviyorsanız, bu koku size tanıdık gelebilir. Açık bir arazide, arpa tarlalarının yanında yürüyormuşsunuz gibi hissettiriyor.

Benim için tarla ve doğayla iç içe geçmiş zamanlarımı hatırlatıyor. Hafif meyvemsi, tatlı ve sıcak. Böğürtlen, nane ve hafif otsu notalar hissediliyor.

Bazı kişiler bu kokuyu fazla sıradan bulabilir ama doğaya yakın bir yaşam tarzına sahip olanlar için anlamı çok farklı olabilir.

Nasomatto ile ilk kez 2008 yılında tanıştım, o zamanlar niş parfümler bu kadar yaygın değildi. Bu parfümü ilk defa Barney's New York’ta denerken keşfettim. Şişeleri, ahşap kapakları ve minimalist tasarımı dikkatimi çekmişti.

Black Afgano bile bana fazla sert gelmişti ama Absinthe ilgimi çekti. O dönem absinthe içkisi ABD’de yasallaştığı için bu notaya karşı bir ilgim oluşmuştu.

Zaman içinde absinthe ve pelin otu yağlarına daha fazla ilgi duymaya başladım. Parfümde de bu notaları en yoğun şekilde arıyordum. Absinthe kullandığımda, indie rock konserlerine giderken veya sanat galerisi açılışlarına katılırken sürekli üzerimde olurdu.

Açılışı sert ve acı yeşil, zamanla odunsu ve tatlı bir kuru ağaç kokusuna dönüşüyor. Kurumuş çam iğneleri ve köklerin topraksı havasını veriyor. Hafif vetiver dokunuşu ile dengelenmiş, anason ve rezene notaları da oldukça belirgin.

Bu koku benim için nostaljik anılarla dolu.

Niş parfüm anlayışının tam karşılığı. Eğer absinthe bitkisinin kokusunu bilmiyorsanız, buna alışmanız biraz zor olabilir. Kısaca acı ve yeşil. Çok acı ve çok yeşil.

Beklediğiniz kadar yoğun değil ama kokusu o kadar farklı ki beyninize işliyor ve her yerde onun kokusunu alıyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Sabunla iki kez yıkasanız bile cildinizde kalıyor.

Bence dayanılmaz, özellikle ilk birkaç dakika. Eşim ve arkadaşlarım benden bile daha fazla olumsuz tepki verdiler.

Bu kokuyu sevenler genellikle parfüm konusunda çok deneyimli kişiler. Asla kitlesel beğeniye hitap eden bir koku değil. Nasomatto zaten asla "herkesin seveceği" kokular yapmıyor, bu koku da niş parfümeri anlayışına meydan okuyor.

Elflerin yaşadığı bir ormandaymışsınız gibi hissettiriyor, gizemli ama hoş bir havası var.

Daha sonra acı, yeşil, bitkisel ve anason benzeri bir havaya bürünüyor. Ormanda yürüyormuşsunuz gibi bir his veriyor. Oldukça kendine özgü bir parfüm ama ara sıra kullanmak için ideal.

Sadece 1-2 saat kalıcı.

Absinthe bitkisinin açılışı taze ve tıbbi bir his veriyor. Hafif anason ve belki de paçuli kokusunu alabiliyorum. İlk etapta sert bir koku değil, daha yumuşak ve hafif mentollü bir havası var.

Projeksiyonu zayıf, 30 ml şişeden bol bol sıkmak gerekiyor ama buna rağmen performansı çok güçlü değil. Sanırım yaz aylarında denemeye değer.

İçinde acı badem, taze ve yeşil absinthe, sıcak ve koyu bir paçuli bulunuyor. Ayrıca yoğun bir tütsü havası var, tene oturduğunda büyüleyici bir şekilde yayılıyor.

Bence bazıları bu parfümü yeterince anlamıyor veya daha farklı bir şey bekledikleri için hayal kırıklığına uğruyorlar. Aslında sakinleştirici bir etkisi var, kendi atmosferini yaratıyor, yumuşak ama aynı zamanda kışkırtıcı bir yapıya sahip.

İlk aldığımda o kadar etkilenmemiştim ama farklı zamanlarda kullandıkça değerini anladım. Bana Lutens'in Fille en Aiguilles kokusunu hatırlatıyor.

Diğer kokuların önüne geçebilecek kadar yoğun. Eğer dışarı çıktığınızda çevrenizdekilerden farklı kokmak istiyorsanız iyi bir seçenek. Keskin ama absinthe içkisi kadar sert değil, biraz duman ve acılık ile dengelenmiş. Gerçekten acı bir yapısı var.

Gualtierinin en beğendiğim kokularından biri ama keşke daha uzun süre kalıcı olsaydı.

Çok yeşil bir koku. Çam ve köknar tonları ön planda ama nane kadar ferah veya koyu reçineli bir havası yok. Tam ortada duran, hafif ama kalıcı bir yeşillik hissi var.

Islak yosun ve çam ağaçlarının olduğu bir ormanda öğleden sonra yürüyormuşsunuz gibi hissettiriyor.

Sanki eski, kurumuş çam reçinesini bir ağaçtan kazıyormuşsunuz gibi keskin bir koku veriyor. Çok reçineli ve acı. Açıkçası bunun dışında pek fazla bir şey söyleyemem çünkü oldukça çizgisel ilerliyor.

Gualtieriden beklenmeyecek kadar ilhamsız hissettiren bir koku. Bu arada Vivirdie ile kıyaslanmasını anlamıyorum, tamamen farklı bir parfüm.